Canlı Gıda Ölü Gıdaya Dönüşürse Ne olur? Pastörize Süt bir ölü Gıda’dır

Gıda demek yaşam maddesi veya yaşama vesile olan madde demektir. Yani gıda maddesi, hayatın devam etmesini sağlayan, enerjiyi sağlayan bir bilgi taşıyıcısıdır.

Peki hazırlanması aşamasında bir gıda maddesi kimyasal işleme maruz kalırsa ne olur? Doğrusunu söylemek gerekirse, gıda maddesi kimyevi içeriği açısından hala aynı madde olarak kalsa da artık herhangi bir canlılık özelliği kalmamıştır ve tamamen ‘ölü madde’ haline dönüşür.

Gıda değişikliğinin nelere sebep olduğuna dair en kapsamlı açıklamaları Oxford çalışmalarında görebiliriz. Bu çalışmalarda inek sütü üzerinde hem bilimsel olarak hem kimyasal olarak hem analitik açıdan hem de biyofiziksel olarak incelemeler yapıldı. Biyokimyasal olarak, inek sütünün oldukça yoğun oranda yüksek kalsiyum içerdiği ve bu oranın içerisinde çok fazla protein bulunduğu keşfedildi. Biyofiziksel olarak ise elektromanyetik frekans deseninde yer alan düşük frekanslı alanlar incelendi. İnek sütündeki bu doğal bütünsel yapının içerisinde farklı dalga boylarına bağlı bir enerji spektrumu olduğu tespit edildi.

Biyokimyasal açıdan bakıldığında, kalsiyum ya da protein gibi elementlerin moleküler bileşimlerinin büyük önem taşıdığı kanıtlanmıştır. Yapılan açıklama, protein ve kalsiyumun biyokimyasal olarak inek yavrusunun kemik ve kas gelişimi için çok önemli olduğunu söylüyordu.

Deneyin devamında inek sütü Almanya’daki gıda maddesi yasalarının uygun gördüğü bir işleme tabi tutuldu; süt pastörize edilerek daha uzun ömürlü hale getirildi. Bu işlem için kullanılan süt tek bir inekten alındı ve diğer ineklerin sütü ile karıştırılmadı.

Pastörize edilmiş inek sütü incelendiğinde, içeriğinde hala aynı miktarda kalsiyum ve protein olduğu tespit edildi. Yani kimyasal açıdan herhangi bir değişiklik olmadı.

Biyokimyacılar memnundu, çünkü inek yavrusuna verilecek sütün içerisinde temel yapı malzemesi olan kalsiyum ve protein miktarında herhangi bir değişiklik tespit edilmemişti. Ancak yavru bu pastörize süt ile beslenmeye başladıktan sonra çok fazla büyümeye fırsat bulamadı. En fazla üç haftanın sonunda öldü.

Araştırmalar gösterdi ki, pastörize işlemi esnasında sütün geometrik kristal yapısı bozulmuştu. Bu süt artık yavrunun bedenine kendi kendini yenileyebilme gücünü veremiyordu. Bu süt artık canlı bir gıda değildi.

Pastörize işlemi sütü doğallığından uzaklaştırıyor ve içindeki kalsiyum organik şeklini inorganik şekle bırakıyor. Oysa bağırsaklarda asimilasyonun sağlanabilmesi için kalsiyumun organik şeklini koruması şart. İnorganik süt kalsiyum açısından kullanıcı için yarardan çok zarara sebep oluyor ve bedeni yoruyor. Zira metabolizmaya hiçbir katkısı yok.

Okul çocukları üzerinde yapılan bir çalışmaya göre, pastörize edilmiş süt içen çocukların genelde en kötü kemik yapısına sahip oldukları gözlenmiştir. Bu da demek oluyor ki canlı gıdalar yerine ölü gıdalar tükettiğimizde, beden bilgi (enerji) yerine sadece boş kalori depolayabiliyor. Yani beden ihtiyacı olan canlılığı (enerjiyi) alamadığı gibi, şimdi bir de aldığı ölü gıdaları sindirebilmek ve sistemden dışarı atabilmek için ek enerjiye ihtiyaç duyuyor.

İşlem gören gıdalar, ‘ölü maddelerdir’ ve bedenin enerji kaybetmesine neden olurlar.

Bir gıda maddesi, kimyasal yapı parçalarının toplamından çok daha fazlasıdır.

Gıdalardaki ısıl işlem, rafine etme, raf ömrünü uzatmak için ilave edilen katkı ve koruyucular   gıdayı inorganik gıdaya dönüştürür ve ölü gıda yapar. Asıl sorun da bu gıdayı metabolizmadan uzaklaştırmak için ek enerjiye (canlı gıdaya) olan ihtiyaçtır.

Hastalıkların asıl kaynağı metabolizmaya giren ölü gıdalardır. Hücrelerimizin fonksiyonlarının işlevsiz kalmalardır.

Sağlıklı bir yaşamın en temel yapısı; yerel ve mevsiminde tüketilmesi gereken organik gıdalardır.

19.12.2022

Sabri Kaya

Kimyager

 

  • Barbara Hendel-Peter Ferreira